Performans, gerek akademik, gerek sosyal, gerekse mesleki yaşam gibi hayatımızın hemen her alanında karşımıza çıkmaktadır.
Sporcular hemen her zaman idmanlarda ya da maçlarda performans gösterir ve her karşılaşmada optimum performans seviyelerini korumaya çalışırlar.
Müzisyenler, oyuncular ve dansçılar izleyenlerin karşısında onlara keyifli zamanlar yaşatırken, prova esnasında ya da seçme gibi stresin yoğun olduğu durumlarda performans gösterirler.
Öğrenciler sınıflarında bir soruya yanıt verirken, ev ödevlerini yaparken ya da sınav esnasında soruları cevaplarken performans gösterirler.
Çalışma hayatındaki insanlar yaptıkları hemen her görevde performans gösterirler; bu bir iş görüşmesi, yoğun bir ofisi yönetmek, haftalık toplantılarda projenin durumu ile ilgili çalışma ortaklarına sunum yapmak ya da ürünü müşteriyi tanıtırken inandırıcı olmak şeklinde olabilir.
Sosyal hayatta, insanlar bir akşam yemeği partisi verirken ya da bir randevuya giderken performans gösteriler. Hepimizin hayatında birçok farklı ilişkisi vardır ve en iyi ilişkiyi elde etmek için çeşitli yollarla performans gösteririz.

Özetle performans sadece spor ve sanatta değil günlük yaşamın hemen hemen her alanında karşımıza çıkmaktadır. Performans, herkesin yaşamında her gün kullanılan, kendi içimizde ve diğerleriyle gerçekleştirdiğimiz etkileşimleri de içine alan bir konudur.

Birçoğumuz performansımızı iyi yönetebiliriz. Ancak bazı durumlarda söz konusu performanslarımızı oldukça gergin yaşarız. Belki de performansımızın “yeterli” düzeyde olamayacağını düşünürüz. Bu duruma pek çok şey neden olabilir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Performans gösteren kişi;
• Yeterince iyi hazırlanamamış olabilir,
• Yanlış yöntemi öğrenmiş olabilir,
• Performans ile bağlantılı geçmiş "olumsuz" deneyimleri olabilir,
• Performansını olumsuz etkileyen tetikleyiciler (olumsuz düşünce kalıpları gibi) olabilir.

İnsanlar performans sergilerken yoğun bir şekilde korku ve gerginlik yaşayabilirler. Kimi zaman bu durum o kadar yoğun yaşanabilir ki, dikkat ve konsantrasyon dağılarak uğraşılan görev üzerinden uzaklaşılır, ilerleyen performans hataları daha yoğun kaygıya ve bu döngünün devamına neden olabilir. Böylece kişi istenilen performansı ortaya koyamaz.

Performans geliştirme konusunda geçmiş deneyimler/yaşantılar önemli gözükmektedir. Çünkü hayatı şimdiki algıyış biçimlerimiz geçmiş yaşantılarımız ile şekillenmektedir. Bu nedenle şimdiki performans algımız da geçmişte yaşadığımız performans yaşantılarımızla/deneyimlerimizle belirlenmiştir. Yani şu anda performansı nasıl deneyimlediğimiz, doğumumuza kadar uzanan tüm performans deneyimlerimizin toplamına göre belirlenmektedir. Bu noktada performans ile bağlantılı geçmiş olumsuz deneyimlerimiz varsa bunların üzerinde bir takım çalışmaların yapılması önemli gözükmektedir. Bu çalışma yapıldığında kişi şimdiki performansının üst noktasına daha iyi bir şekilde ulaşabilmektedir. Bunun yanında bir takım psikolojik becerilerin de kişiye öğretilmesi performansının en üst seviyelerine çıkabilmesini desteklemektedir.

Son zamanlarda, performans geliştirme üzerine olan ilgi oldukça artmış ve bu alana daha çok önem verilmeye başlanmıştır. Psikoloji biliminin, özellikle spor psikolojisinin temel ilkeleri ve uygulamaları performans geliştirmede etkin bir biçimde kullanılabilmektedir.

İNDA-Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi uzman ekibi tarafından, kişilerin
• Spor
• Sahne Sanatları
• Okul, İş
• Sosyal ve Kişisel İlişkiler
alanlarında performanslarını en iyi şekilde sergilemelerine, özgüvenlerini ve kişisel gelişimlerini artırmalarına ve kendilerini gerçekleştirmelerine yardımcı olacak yapılandırılmış bir program hazırlanmıştır.

Biliyoruz ki “Her insan sınırlarını zorlayarak üstün performans sergileyebilir.”